Salı, Ağustos 27, 2013

Savastan nefret ediyorum!

Hicbir aciklama yapmadan kut diye soyleyecegim ve hatta haykiracagim: Savastan nefret ediyorum!


Nefret ediyorum savastan, savasta sucsuz gunahsiz insanlarin, cocuklarin olmesinden. Bizi yonetenlerin hirslari yuzunden cikan savaslardan ve olen her canli icin cok uzuluyorum ve tekrar haykiriyorum savastan nefret ediyorum!.


Bu dunyada herkese yetecek kadar yasama alani var ama gozu doymayan insanlar biraz daha biraz daha dedikce, silah satislarindan elde edilen gelir ulkelerin gelirlerine cok etki edince kim takar olen masum insanlari. Savasin hadi diyor birileri, cocuk colugu dusunmeden, yasli genc demeden masummus degilmis dusunmeden olum emrini veriyor. Hakki yok kimsenin kimseyi oldurmeye...


Nasil vahsilesebiliyoruz cikarlarimiza dokunuldugunda ve o cikarlar ugruna  nasil tehlikeli olabiliyoruz butun insanliga karsi. Kahrolsun boyle insanlik, insanin insana ettigi zulum.

Insan olmaktan utaniyorum savasta olen  insanlari gazetelerde gordugum zaman, gercekten utaniyorum ve nefret ediyorum boyle insanlardan ve savastan.

Pazartesi, Ağustos 26, 2013

SEMS demis ki...



Sems demis ki; 

Eğer hala kızıyorsan, kendin ile olan kavgan bitmemiş demektir. 

Eğer hala kırılıyorsan, gönül evinin tuğlaları pekişmemiş demektir. 

Eğer hala kınıyorsan, düşüncelerin yeterince berraklaşmamış demektir. 

Eğer hala karşılıksız sevmiyor ve sevginde ayrım yapıyorsan, hala akıl ve mantığını kullanıyor, içindeki sevginin boyutlanmasına engel oluyorsun demektir.

Eğer hala " ben " demekten vazgeçmiyorsan, dizginlerin hala nefsinin elinde ve sen bu esarete boyun eğiyorsun demektir. Ve eğer hala " şikayet " ediyorsan,  hakikati göremiyorsun demektir...


Cumartesi, Ağustos 10, 2013

Kirpilerin verdigi ders



 

Eski zamanlarda bir kis, ormanda muthis bir soguk varmis, bu soguktan butun hayvanlar etkilenmis ve buyuk kayiplar vermisler. Ama en cok kayip verenler kirpiler olmus.

 

Kirpilerin pek cok hayvan gibi korunacak kurkleri yokmus, bunlarin yerine kendilerini sicak tutmasi zor olan dikenleri varmis. Dusunmusler tasinmislar bu soguga karsi nasil bir cozum bulabiliriz diye.

 

Daha sonra hep birlikte soyle bir karar almislar: Geceleri tum kirpiler bir araya toplanip birbirimize yakin duralim ki geceyi  donmadan gecirebilelim demisler. Ilk birkac gece bu deneyim ise yaramis ama baska bir sorun ortaya cikmis.

 

Usuyen kirpiler birbirlerine sokulduklarinda yaralanmalar olmus, daha sonraki geceler yaralanmalardan oturu uzakligi fazla tutmuslar ama bu seferde donma olaylarini durduramamislar. Ancak yilmamislar ve her gece bu deneyime devam etmisler.

 

Birkac deneme-yanilma sonrasinda birbirlerinin vucut sicakligindan  yararlanacak kadar yakin, ancak birbirlerini incitmeyecek kadar uzak durmayi ogrenmisler.

 

Kissadan hisse, bizlerde becerebilirmiyiz acaba?

 

A.Schopenhauer

Hazirlayan:Zeyneb Otuken