Size Amerika'ya ilk geldiğimiz yıllarla yaşadığımız çok komik bir olayı anlatmak istiyorum. İnanıyorum ki; yetkililere bildirilseydi "Guinness Rekorlar Kitabında" yerini alırdı bir şekilde. Trafikte uzun saatler kaybolma rekorumuz pek yüz güldürücü olmasa da, rekor rekordur diyerek avunurduk sanırım. Bu öyle kolay yenilir yutulur cinsten bir olay değil, okuduğunuzda sizde bana hak vereceksiniz.
İflah olmaz hayat yolcusu ben 9,5 yasindaki kız çocuğunu alıp ülkeler yetmez bana ben kıta değistirmeliyim diyerek çıktığı yolda az gidip uz gidip okyanuslar gecip Amerika'ya geldikten sonra küçük bir ev kiralamıştı. Sonra bütün muhacirlerin yaptığı gibi akrabaları ve arkadaşları yanımızda görme isteğiyle yanıp tutuşup üstüne üstlük bu isteği gerçekleştirince, "nohut oda bakla sofa evimiz bize ufak gelmeye başladı ve daha büyük bir eve taşındık. "Fare kendi sığamadığı deliğe, kuyruğuna kabak bağlayıp girmeye çalısırmis." misali...
Ev büyüyünce ve insan sayısı çoğalınca otomatik olarak ihtiyaçlarlarda çoğaldı. Evde yatak yorgan gibi temel eşyaları almak için izinli olduğum bir gün ben, kızım ve arkadaşım arabaya atladığımız gibi 20 dakika uzaklıktaki bir mağazaya "çocuklar gibi şen" bir şekilde alısverişe gittik.
İşte o an makus gecenin başlangıcıydı ve kimsenin başımıza geleceklerden haberi olmadığı için pek keyifle gittik, alışverişimizi yaptık ve dönüşe geçtik.
Ev büyüyünce ve insan sayısı çoğalınca otomatik olarak ihtiyaçlarlarda çoğaldı. Evde yatak yorgan gibi temel eşyaları almak için izinli olduğum bir gün ben, kızım ve arkadaşım arabaya atladığımız gibi 20 dakika uzaklıktaki bir mağazaya "çocuklar gibi şen" bir şekilde alısverişe gittik.
İşte o an makus gecenin başlangıcıydı ve kimsenin başımıza geleceklerden haberi olmadığı için pek keyifle gittik, alışverişimizi yaptık ve dönüşe geçtik.