Cumartesi, Kasım 23, 2013

Dönülmez akşamın ufkundayız Amerika'da

Size Amerika'ya ilk geldiğimiz yıllarla yaşadığımız çok komik bir olayı anlatmak istiyorum. İnanıyorum ki; yetkililere bildirilseydi "Guinness Rekorlar Kitabında" yerini alırdı bir şekilde. Trafikte uzun saatler kaybolma rekorumuz pek yüz güldürücü olmasa da, rekor rekordur diyerek avunurduk sanırım. Bu öyle kolay yenilir yutulur cinsten bir olay değil, okuduğunuzda sizde bana hak vereceksiniz.

İflah olmaz hayat yolcusu ben 9,5 yasindaki kız çocuğunu  alıp ülkeler yetmez bana ben kıta değistirmeliyim diyerek çıktığı yolda az gidip uz gidip okyanuslar gecip Amerika'ya geldikten sonra küçük bir ev kiralamıştı. Sonra bütün muhacirlerin yaptığı gibi akrabaları ve arkadaşları yanımızda görme isteğiyle yanıp tutuşup üstüne üstlük bu isteği gerçekleştirince, "nohut oda bakla sofa evimiz bize ufak gelmeye başladı ve daha büyük bir eve taşındık. "Fare kendi sığamadığı deliğe, kuyruğuna kabak bağlayıp girmeye çalısırmis." misali...



Ev büyüyünce ve insan sayısı çoğalınca otomatik olarak ihtiyaçlarlarda çoğaldı. Evde yatak yorgan gibi temel eşyaları almak için izinli olduğum bir gün ben, kızım ve arkadaşım arabaya atladığımız gibi 20 dakika uzaklıktaki bir mağazaya "çocuklar gibi şen" bir şekilde alısverişe gittik. 
İşte o an makus gecenin başlangıcıydı ve kimsenin başımıza geleceklerden haberi olmadığı için pek keyifle gittik, alışverişimizi yaptık ve dönüşe geçtik.

Çarşamba, Kasım 13, 2013

Olmasaydi sonumuz boyle

Birer yolcuyduk ayni ormanda kaybolmus
Ayni citirtiyla urperen bir serce
Birer tomurcuktuk hayatin kollarinda
Birer cig damlasiydik
Bahar sabahinda, gul yapraginda
Dedim ya hic yoktan susturuldu sarkimiz
Yuregim yaniyor, cigerim kaniyor
Olmasaydi sonumuz boyle
Gogsum daraliyor yuregim kaniyor
Olmasaydi sonumuz boyle

Yani o kadar denedim ama aradan gecen 25 sene bile bu sarkiyi duydugumda burnumun direginin sizlamasini engelleyemedi. Insanin hayatinda bazi acilarin yuregi kanatmalari hic bitmiyor ve bende de bu acilardan birkac tane oldugu icin bazen hangisine burnum sizlasa hangisine yuregim yansa sasiriyorum ama bu sarki var ya bu kesinlikle Oguz'uma.


Guzel Oguz'um benim gencecik fidanim, 11 aylik esim, ilk askim, 15 gun erken dogan kizimin babasi. 26 yasinda ve dunya yakisiklisi sevgilim guzel gozlu ceylanim benim.Iste benim durumum budur cancagizim, benden sana kisacik bir dertlenmedir; tutusamayan ellerimizin, dokunamayan gozlerimizin ozlemidir yazdiklarim.Ceylanin pinara inisi gibi narinim benim, saksimdaki cicegim, doymadigim doyamadigim, gencecigim guzelim, kizinin bir kerecik "agu"ladigi babasi, guzel gonullum, canim cananim ne olurdu OLMASAYDI SONUMUZ BOYLE...  

Not:Yukaridaki sarki sozleri Ahmet Kaya'ya aittir.

Cuma, Kasım 08, 2013

Amerika'daki en komik animiz

Komik bir hikaye: Ben ve kizim 15 sene once Amerika'ya geldigimizde ne kizimda ne de bende ingilizce yoktu. Tamam 2 kelime biliyorduk 'my name is' falan gibi ama gidip bir yerde yemek siparisi verecek ingilizce nerdeeeee. Burda yemek yiyecegin zaman bir kuru fasulye pilav deyip bitiremiyorsun isi, bir yigin soru geliyor yemeginle ilgili. Yaninda ne istersin, etin nasil pissin, hangi icecegi istersin gibi.

D
Daha geleli birkac hafta olmustu ve yemekler konusunda cok zorluk cekiyorduk, hicbir sey bizim yediklerimize benzemiyordu. Kadikoy Bahariye'de KFC vardi o zamanlar bilmiyorum hala duruyor mu? hafta sonlari giderdik kizimla birlikte. Duyduk ki bizim bulundugumuz yerlere yakin bir yerde varmis hemen adresi alip az giderek uz giderek, dere tepe duz giderek bulustuk eski dostumuz  KFC'nla. Uzun bir yolculuktan sonra geldik gelmesine de siparisi nasil verecegim telasi sardi beni.

Duvarda yemek listesi var seciyorsun ve hemen  karsinda calisanlar var onlara soyluyorsun istedigini ve onlarin uzmanlik sorularini anlamadan surekli kafa salliyorsun evet anlaminda cunku anlaman imkansiz. Kizima sordum ne yiyeceksin diye, kanat yiyecekmis bizim kucuk hanim. Hahhaaaa "simdi yedim naneyi" dedim kendi kendime. Nasil soylenir buralarda kanat. Ben listeye bakiyorum uzun uzun sanki ne yiyecegimi seciyor gibi ama aslinda kanat ne demek onu dusunuyorum. Ben bakiyorum duvardaki listeye, eleman bakiyor bana siparis verecegim diye  bir asir gibi gelen bir iki dakikadan sonra baktim yok nadide beynimde kanata ait bir ipucu ve finale yakisan hareketim geldi.
D
Cabbar bir sekilde elemana gidip "chicken" dedim ve kanat ne demek bilmedigim icin kollarimi iki yana acip aynen yukaridaki tavuk gibi cirpmaya basladim ki kizimda dahil olmak uzere oradaki herkes pek bir keyifle guldu. O kanattan ben yedimmi hatirlamiyorum ama bu animizi ne zaman hatirlasak ve birilerine  anlatsak guleriz kih kih nasil yaptim onu diye.

Pazartesi, Kasım 04, 2013

Arada bir yemelik


Cok severim orijinal tarifleri denemeyi. Blog yazmaya basladigim gunden beri hep enteresan bir tarifi yayinlamak istedim kismet buguneymis. Fistikli toplar cok ilgimi cekti denedim ve herkese tattirdim cok begeni aldim. Karbonhidratsiz ve sekersiz oldugu icin saglikli diye dusunup, muthis bir enerji kaynagi olabileceginden sizlerlede paylasayim istedim.
Cok kolay bir tarif.

Malzemeler:
200 gr kavrulmamis ve tuzlanmamis cam fistigi,
6 tane cekirdekleri cikarilmis hurma,
1 cay bardagi rendelenmis hindistan cevizi,
2-3 yemek kasigi su.

Yapilisi:
Butun malzemeyi blenderdan gecirip yumusak ve yapiskan bir hale gelene kadar karistiralim. Elimizle top sekli verip buzdolabinda saklayalim ne zaman enerjisiz hissedersek kendimizi bir top atistiralim.
Umarim begenirsiniz, afiyetle...