Cuma, Şubat 28, 2014

Kumrular, sincaplar ve kara kis

Bugun tamamen sizinle dertlesmek istiyorum cunku desteginize ihtiyacim var.

Uzun yillardir yurtdisinda yasiyorum ve kislar agir gecer burada ama  ben bu seneki kadar agir bir kis yasamadim desem yeridir. Neredeyse her hafta kar firtinasi yasadik, sogukluk desen eksilerde ve bicak gibi kesiyor insanin yuzunu.  Boyle agir bir kis olunca disarda yasayan hayvanciklarin yemek bulma kosullari yok oldu, -ne olur simdi onyargi yapmadan okuyun beni-   "Cunku insanlar bitti de hayvanlara mi uzulelim dediginizi duyar gibiyim. Unutmayalim onlari da Allah yaratti.

Kizimin evi iki katli bir apartmanin ikinci  kati ve salonun caminin birinde yangin merdiveni ve bu merdivene bagli kucuk balkon gibi bir yer var ama oturmak ya da balkona bir sey koymak yasak cunku  yangin aninda acil cikis icin kullaniliyor sadece. Resimde gordugunuz gibi metal bir balkon ve hemen bitisiginde merdiven var. 

Hakikaten son yillarin en agir hava kosullarina maruz kalinca zavalli hayvanlari beslemeye basladim. Sincaplar ve kuslar uzun saatler gecirmeye basladilar milletin yangin cikisi diye yaptiklari yerde. Yangini beklersek hic kullanilmayacak olan balkon sincaplarin, kumrularin ve diger kuslarin yemekhanesi oldu. Hem de ne oldu, bir yigin sincaba ve yuzlerce kusa tabldot yemek cikarttim aylarca. Kumrular alistilar bana, eger yemek kalmamissa kaplarinda israrla kendilerini bana duyurana kadar "guguk guguk"  otuyorlardi. Evimizin gozbebegi kucucuk kopegimizin camdan onlar yemek yerken izlemesi ve onlarin kopekten korkmamasi cok keyifli bir olaydi bizim icin dun aksama kadar. Alt kattaki insanlarin havalandirmamizin uzerine kus pislikleri dusuyor lutfen yemek kaplarinin yerini degistirir misiniz? demesiyle bitti keyfimiz. Yasak olan bir yerde kap falan bulundurdugum icin soyleyecek hicbir seyim yok otomatikman haksiz durumdayim.


Inanin su anda bile balkonda yemek bekliyorlar yukarda gordugunuz gibi ama yemek veremiyorum, eger verirsem sitenin yoneticisine sikayet edilecegim ve bir yigin sorun yasanacak, istemiyorum bunlari.

Dun geceden beri kizimin komsusuyla boyle bir diyalog yarattigim icin, kuslari kendime kendimi de kuslara alistirdigim icin cok uzuldum ve epeyce suladim gozyaslarimla bugunumu.

Simdi size soruyorum siz olsaydiniz ne yapardiniz? lutfen bana yorum birakin.

Komsu komsunun kulune muhtactir derdi rahmetli annecigim,ben de diyorum ki blogcu blogcunun yorumuna muhtactir.

Sevgilerimle,

Çarşamba, Şubat 19, 2014

Kimse mukemmel degil

Kendimizi cok fazla ciddiye aldigimiz zaman gerginlesip hayatin keyifli anlarini iskaliyoruz gibi geliyor bana, halbuki hayat her seyi cok ciddiye alip uzulecek kadar uzun degil. O yuzden daha cok gulelim, her an durup durup gulelim, yoksa gulecek bir seyler; okuyalim, izleyelim, konusalim, gulmeyi ilac yapalim kendimize.

Ben yaptigim her isi mukemmel yapmak icin dogdugumu dusunup, abartip mukemmelin de mukemmeli olmaya calisan bir insandim. Hic onemli degildi hangi isi yaptigim, beynim sadece her seyde  mukemmel olma programina ayarlanmisti, baska yolu yoktu. Eger mukemmel yapmazsam bir seyi kendimi basarisiz hissediyordum. Bazen birkac seyi bir arada yapmaya ve hatta hepsini mukemmel yapmaya zorluyordum kendimi.


Deger mi hic?


Birkac sene once calistigim restoranda kalabalik bir parti olacakti, beni bir gorseniz sanki ilk defa boyle bir partiyle karsilasiyorum. Hazirliklar en ince detaylarina kadar dusunulup yapildi ve onemli gun geldi catti. Parti basladi ve her sey tam istedigim gibi gidiyor derken o kalabaligin icinden numune bir kisi yemeklerin tuzunun fazlaligindan yakinmis diye hungur hungur agladigimi bilirim.

Dananin kuyrugu nerede koptu?

Yalniz bir anneysen butun her seyi senin yapman gerekir, oyle gunlerin birinde kosusturmam gereken bircok isim vardi ve bu islere baslamadan once kopegimi disari cikartmam gerekiyordu. Cok sicak bir yaz gunuydu aceleyle uzerime bir tisort  bir etek gecirip attim kendimi sokaga, normalde cok sessiz olur burda sokaklar ama o gun benim sansima sokakta birkac kisi vardi.

Latin Amerikali bir adam karsidan geliyordu selamlastik adam yanimdan gecti ama gitmedi, caktirmadan arada durarak basladi beni takibe, arada  miril miril biseyler soyluyor ama uzerime alinmiyorum. Bir sure sonra durdum ve sordum ne dedigini, benimkinden beter ingilizcesiyle "cok guzelsin" dedi, tesekkur ettim yurumeye devam ettim. Ben  ve kopegim tam yuruyusumuzu bitirip eve donerken cocuklariyla bahcesinde oturan  Arap komsu kadin arkamdan seslenmeye basladi, yakin olmadigimiz icin birbirimize anlamadim ne dedigini, isin  icine cocuklari girdi ve nihayet anladigimda ne demek istedigini  yerin dibine gectim. Kadincagiz  etegimin arkasinin ic camasirimin icinde oldugunu anlatmaya calisiyormus bana. Nasil bir telasla ciktiysam evden o sekildeki bir etekle sokagi bastan asagi  yurumusum. Dehset icinde arkamdaki adamin bu olayin sahidi oldugunu da anlayinca eve nasil gittim utanc icinde anlatamam.

O gun...

Benim icin; yavaslama, rahatlama, kendim de dahil hicbir seyi cok ciddiye almama kararini verdigim gun o gun oldu. O etek olayi beynimin bir kosesine kazindi ve daima bana yavaslamami hatirlatir oldu. Zaman zaman unuttugum  olsa da aldigim  karari,  etek davasi kadar vahim bir olay hic tekrarlanmadi.



Perşembe, Şubat 13, 2014

Sezen Aksu ve Ailemle Aksam Yemegi

Oyle guzeldi ki her sey kelimeler yeterli gelecek mi anlatmaya diye endiseleniyorum. Boyle seylerin sadece masallarda yasanabilecegine inaniyordum dun geceye kadar. O kadar olaganustuydu ki her sey, binlerce  kez yasamak, yasamak ve tekrar yasamak  isterim.  Uzun zamandir dusundugum ama herkesi bir araya  getiremedigim icin bir turlu gerceklesmeyen geleneksel yemegimiz, dun gecikmelide olsa seytanin bacagini kirarak  gerceklesti. Benim yurtdisinda yasamam ve  gecenin asil onemli konugunun bos zamaninin olmamasi yuzunden ertelenen  bu sahane geceyi yasamak icin epeyce bekledik ama olsun beklemeye degdi. Sagolsun babam yine yapti yapacagini ve surprizini patlatti bana, onun her zaman bayilmisimdir bu cocuklarini dusunme inceligine.


Annem, babam, agabeyim, esim ve enistem ve goz bebegimiz  Sezen ve bendeniz cennet kusunun bunca uzun zamandan sonra bir arada olma mucizesiydi gerceklesen sey. Sezen dedigim evet bizim "Minik Serce"miz, asklarimizin sozcusu, kucuk dev kadin Sezen Aksu'dan baskasi degil. Anlattigim kadar varmis degil mi gecenin onemi? Cok eskidendir tanismamiz, delisiyim zat-i sahanelerinin. Ailemin her bir ferdi cok sever onu kendi cocuklari gibi, agabeyimle ayni yastadir  Sezen'cik. (Bence abim hoslaniyordu kucukken Sezen'den) iki arada dedikodumu da yapayim.

Nasil gerceklesti?


Sezen'i uzun zamandir goremedigim icin benim dirdirimi dinlemekten yorulan babam herkesten gizlice  acmis telefonu  davet etmis Sezen'i,  babamin sesini duyunca cok mahcup olmus bizimkisi ve affettirmek icin kendini davetinizi bir sartla kabul ederim,  benim misafirim olacaksiniz demis. Hatirsinastir kendisi bilirsiniz!  Babam bakmis Sezen' e olmaz dese kabul gormeyecek, dun aksama anlasmislar.


Buyulu bir geceydi...

 Bulustuk  cok guzel bir restaurant vardi bogazda yer ayirtmis sagolsun cam kenarinda nasil tembihlemis her seyin guzel olmasi icin, herkes etrafinda pervane gibi donuyor.  Sezen cok guzel o aksam, agabeyim mahcup cocukluk askina bakamiyor bile dogru duzgun. Annem her zamanki gibi babami cekip ceviriyor, enistem ve esim isin picliginde bir yerlerden biseyler bulup gulusuyorlar. Ben ve Sezen nasil ozlemisiz birbirimizi, sarildik sarmalastik ozlemle tekrar tekrar. Ben onun bir aksesuarini cok begendigimi soylemistim daha once unutmamis onu hediye etti bana, nasil duygulandim anlatamam. Ben de ona cok ozenerek yaptigim igne oyasindan kolye  ve ebruli isinden cerceve hediye ettim cok begendi ve hemen kolyesini boynuna takti. Annem bu kiz her zaman boyle zarif ve  ictendi, hic degismemis! diye fisildadi kulagima. Tam olarak tarif etmem  mumkun degil yasadigim muhtesem geceyi, etrafimiz sanki sihirli bir isikla cevrilmisti. Babam ve agabeyimin ickiyi biraz fazla kacirmasi bile golge dusurmedi o muhtesemlige. Bunca zaman sonra yakalamisim onu yalin haliyle soylenmez mi o guzelim ask sarkilari bogaza karsi  onu da yaptik. Asklarimizin sarkilarini mirildandik, hatta bir ara baktim annem ve Sezen yanak yanaga "Kaybolan Yillar"i soyluyorlardi. Cok guzel resimler cektim, hatta bizimki bir ara Ajda'nin taklidini yaparken dugun salonlarindaki kameramanlar gibi kayit yaptim. Hic kimsenin hatirlamasini istemedigim zaman mefhumunu sevgili babam hatirlatti hepimize maalesef,  dalga gecer gibi ucup gitmisti zaman ve  hic bitmesini istemedigimiz bir gecenin sonuna gelmistik.


Aman Allahim oda ne?

Tam masadan kalkmaya hazirlanirken bir sey otmeye basladi zil gibi birsey. Herkes saskindi ama ben herkesten daha saskin. Goremiyorum artik onlari ne oldu yarabbim? diye dusunup, tavana mal mal bakarken buldum kendimi.  Kafami isteksizce yana cevirip   zir zir calan seyin benim saatim oldugunu anlayinca tuttugum gibi firlattim saati, susarsa belki bu muhtesem gece boyle bitmez diye ama maalesef...


Offffff ya nedir bu gordugum?

Acidi canim hem de cok acidi dun gecenin ruya oldugunu anlayinca, saati susturmam da ise yaramadi, cok bozuldum bu duruma valla gururum kirildi. Kendimi nasil avuturum bilmiyorum ama bir daha boyle ruyalar gormemek ve kendimi uzmemek icin acik kalinca abuk subuk ruyalar gordugumuz biyerlerimi kapali tutacagim...