Pazar, Temmuz 19, 2015

İyiliği bulaştıralım

Biraz sevgiyle, biraz özenle, biraz da anlayışla her şeyin çok güzelleşeceğine inananlardanım ben. Karşılık beklemeden yapılan her iyiliğin, insanın mutlu olmasına sebep olduğuna inanırım. Hele hele bu iyilikleri bulaştırırsak çevremizdekilere, mutluluğun katlanarak çoğalacağına ve bizi sarıp sarmayalacağına çok daha fazla inanırım. Size ütopik gelecek belki ama, benim inancım budur!
İyiliği bulaştırmaktan yanayım.



İyiliği bulaştırmak için
* Eski bayramları anarız, özleriz ama artık bilmemiz gereken bir şey vardır ki; eskileri geri getiremeyiz. O zaman ne yapmalıyız diyecek olursanız cevabım; bugünü güzelleştirelim biraz çaba göstererek derim. Mesela artık bayramlarda bizimle olamayan büyüklerimize üzülmek  yerine gidip bir kimsesizler evini ziyaret edelim, soralım danışmaya ziyaretcisi olmayan kim diye ve onu eskiden bir komşusunun çocuğuymuş gibi ziyaret edelim, nasıl olsa hatırlamayacak ama mutlu olacaktır. Bunu mümkünse çocuklarımızla beraber yapıp onlara da bulaştıralım, bizden sonra iyilik bayrağını devralacak çocuklarımızla lütfen. Düşüncesi bile iyi geldi değilmi, itiraf edin!

*Bir yığın çocuk sokaklarda ya da çocuk yuvasında. Elimizdeki imkanlarla onlara küçücükte olsa hediyeler hazırlayalım, bayram gibi ya da diğer özel günlerde bu hediyeleri onlara götürelim. Çocukların destek ailesi olalım bazı hafta sonları onları evimize alıp, aile sevgisini tadacağı ortamı oluşturup, gelecekteki hayatını sağlam tutacak tuğlalarından biri olalım ne dersiniz.
Gözlerinizi kapayın ve çocuk evlerinde yaşayan bir çocuk için bu duygu ne demek  bir hissetmeyi deneyin lütfen!

*Yaşlı bir insanı karşıdan karşıya geçirmeyi, toplu taşıma araçlarında onlara ve hamile insanlara yer vermeyi unutmayalım lütfen. Ne kadar yorgun olursak olalım onlardan daha çok yorgun olamayız. Ağlayan birini gördüğümüzde ya da düşen birine bir şeye ihtiyacı olup olmadığını sormak bir dakikamızı almaz ama o insanlara kendini uzun süre iyi hissettirebilir.

* Kaba kuvvetin gerekli olmadığını, konuşarak her şeyin hallolabileceğini öğrenip, çokça insana öğretebilirsek alın size mutlu olmak için bir sebep daha derim. Eğitim sistemindeki ezbercilik bunu öğretmiyor, biz öğrenip öğretelim ve bulaştıralım bunu da çevremize, çünkü biz iki kelimede çılgınlaşıp, üç kelimede insan öldüren bir toplumun insanıyız, bunu hatırlayıp bilmeden de olsa bir canı kurtaralım.

* Mesela şiddetten kaçarak kadın sığınma evlerinde yaşayan kadınların yaşamının neresinden tutabilirim, hangi şekilde iyiliğim dokunur onlara diye düşünmek bile heyecanlandırıyor beni. Bir kadının, şiddetten kaçan bir kadının yaşamına bir nebze olsun iyilik getirmek kutsal bir görev gibi geliyor bana.

* Büyükten küçüğe ne teşekkür etmeyi, ne rica etmeyi, ne de lütfen demeyi biliyoruz. Kendimize bir iyilik yapalım ve bu konuyu hızla bulaştıralım ne olur!

* Kuyruklarda beklerken biraz uzun beklemenin dünyanın sonu olmadığını, bu beklemeyi sessizce yapmanın  medeni  olmanın bir parçası olduğunu hatırlayarak agresifleşmemeyi ve "oflayıp puflayarak" hiçbir şey halledemeyeceğimizi biran önce kendimize ve çevremizdekilere bulaştırırsak hayat bayram olur bence. Ben her kuyruğa girdiğimde ensemde bir nefesin oflamasından nefret ediyorum inanın.

* Bir plastik şişe bin yılda yok oluyor, hiçbirimiz bu kadar yaşamayacağımız içinmi umursamıyoruz bu konuyu acaba! Geri dönüşümü öğrenip, uygulayıp ve çevremizdekilere de anlatmayı acil yapılacak işlerimizin arasına ekleyelim ne olur. Benim işimmi demeyelim, temizlik görevinde çalışanların işi, aldıkları maaşa göre çok ağır bizim ülkemizde inanın, her şeyi onlardan beklemeden mahallemizdeki çöplerden başlayalım mesela ve bunu çocuklara bulaştıralım lütfen!

* Çocuklar hayvanlardan korkmaz, anne babalarından öğrenirler onlardan korkmayı. Çocuklarımıza korkmayı öğreteceğimize, onlardan korkmamayı öğrensek ve aynı yeryüzünün misafiri olarak o canları üzmeden daha fazla işkence etmeden mutlu mesut yaşasak diyorum. Bu iyiliği önce kendimize yapsak, sonra da bulaştırabildiğimiz kadar çok insana bulaştırsak çifte kavrulmuş lokum tadında olur yaşamımız diye düşünüyorum.

Herkes gibi davranmak çok kolay inanın, hadi gelin biz farklı davranalım. En fazla "Delidir ne yapsa yeridir." derler.  Tek başıma ne yapabilirim diye düşünmeden, iyiliği bulaştırmada çok faydalı olabiliceğimize inanarak bir adım atalım; eminim birisi, birisi daha ve birileri bir gün bizimle aynı adımı atacaklardır.
Hepimize iyiliğin bulaştığı hayatlar diliyorum, sevgimle!

Pazar, Temmuz 12, 2015

Her fotoğrafın bir hikayesi var

Çok üzgün olduğum bir gündü, yine hayatın altını üstüne getirdiğim günlerden bir gün.
Çok sevdiğim, gencecik yaşta kaybettiğim canlarımdan birinin 27 senedir hiç görmediğim bir resmini ummadığım bir anda gözümün önünde görünce, aldığım nefesten bile nefret ettiğim bir gündü!
Ölüm acısını yine bütün hücrelerime kadar hissedip, adaletsizliğinden çokça payını aldığım hayata, küfürlerimi bol bol savurduğum pis bir gündü.  Çok uğraştım hafif atlatmak için o günü ama başarılı olamadım ne yaptıysam fayda etmedi, kendimi bir türlü hayatın içine sokamadım o gün ve ondan sonraki birkaç gün.


Ev dar, duvarlar üzerime üzerime geldi ve kendimi şakır şakır yağan yağmurda sokağa attım. Kibarca gözyaşlarım sicim gibi aktı yanaklarımdan demek isterdim ama öyle olmadı, böğüre böğüre ağlayarak yürüdüm uzun bir süre.  Sonunda hırpalanan ruhuma ve bedenime huzur vermek için yürüdüğüm ormanda bulduğum üstü kapalı ilk banka oturdum ve beni rahatlatacağından emin olduğum doğayı incelemeye koyuldum. Biliyorum doğadan bana muhteşem bir hediye gelecekti onu arıyordum.

Geldi de!
Yukarda gördüğünüz resim, öyle duygularla yaşanan bir günün içinden geldi!
Bayıldığım yağmur damlalarının yapraklarla buluşmuş haline ve  örümcek ağı sayesinde havada asılı duran damlacıklara baktığımda inandım ki; "her fotoğrafın bir hikayesi var".  Boşuna bazılarında dakikalarca takılı kalmıyoruz, hikayeleri derin çünkü. Benim bu fotoğrafımda  da o günkü hikayem var, yıllar sonra baktığımda;  "bir resim bin söze bedel" aslında diyeceğim.

Hikayelerin bol sevinçli, gözyaşlarının gülmeden kaynaklandığı ve fotoğrafların guzel anılarla dolup taştığı bir hayat diliyorum sevgili okuyanlara.