Cumartesi, Ekim 17, 2015

Oğlum barış isterdi

Çok canımız yandı son zamanlarda çok! Üstüste verdiğimiz şehitler, canlı bombalarla yok edilen gençlerimiz, ülkedeki gerginlikler ve en son Ankara patlamasının ardından korkunç sayılabilecek sayıda ölenlerimizle iyice keyifsiz hale geldik. Yine gülmez oldu suratlarımız valla, başardılar yine koca bir toplumu mutsuz etmeyi.

barış güvercini uçsun dünyada images ile ilgili görsel sonucu
Ankara'da barış mitingindeki patlamada bir yığın genceciklerimiz, babasının elindeki minicik çocuğumuz ve daha ne çok insanımızın kanı bulaştı elimize yüzümüze, içimiz onlarla beraber parçalandı!

Sosyal medyada bazı insanlar ne işi varmış onların orda dediler, kimileri daha ileri giderek hakettiklerini yaşadılar diye söylendiler, saygı duruşunda ıslık çalarak protesto ettiler ne acı ki! Böyle büyük bir acı karşısında bile taraflı davrananlarımız oldu ne yazıkki! 

Ben ölen insanların arkasından artık tek kelime edilmez öğretisiyle büyüdüm, dinimiz böyle gerektirirmiş annem böyle söylerdi. Hangi ara bu kadar kötü oldu dini bütün  toplumumuz bilemiyorum ama artık ne ölüye ne de diriye saygımız kalmamış ve iyice zalim olmuşuz bunu cok iyi biliyorum.

Geçen gün o patlamada evladını yitiren bir annenin mektubunu okudum, inanın nefesim daraldı boğuluyorum sandım, kalbim sıkıştı acıdan ağlamaktan gözlerim  şişti.  
Acının sağı solu; dini dinsizliği olmaz. Acının Türkü, Kürdü, Alevisi olmaz. Ülkesi olmaz; cinsiyeti hiç olmaz acının ve  paylaşıldığında azalır, lütfen birbirimizin acısına yabancı olmayalım diyor ve sizi anne mektubuyla başbaşa bırakıyorum.


Sevginin, sarılmanın, gülmelerin, yardımlaşmanın, hoşgörünün, barışın, yani sözün kısası insanca yaşayacağımız bir ülkenin düşündeyim, gerçek olması dileğimle.